Kayıtlar

Yahya Kemal,

60 Yıl Sonra Yahya Kemal “60 Yıl Sonra Yahya Kemal” kitabı Türkiye Yazarlar Birliğinin 40. yıl anısına 8-9 Kasım 2018 tarihinde Bahçelievler Belediyesi ile ortaklaşa İstanbul'da düzenlediği Uluslararası Yahya Kemal Sempozyumunun   kitabı. Osmanlı İmparatorluğunun yıkıldığı ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemlerini yaşamış, milletvekilliği, elçilik ve üniversite hocalığı yapmış şair, mütefekkir Yahya Kemal'in görüş ve düşüncelerini tanımak ve anlamak, milli edebiyatımızı bilmek “kökü mazide olan ati” bir nesil olmanın ön şartıdır. Yahya Kemal, 2 Aralık 1884 tarihinde zamanında Osmanlı toprağı olan Üsküp'te doğmuş, bir ara babasının Selanik'e göç etmesiyle orada yaşamış daha sonra Türk İslam medeniyetinin sembol şehri olarak gördüğü İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da yaşadığı dönem yönetimin baskıcı tutumlarından ve birazda Jön Türk'lerin etkisinde kalarak Fransa'ya kaçar. Hocalarının etkisiyle 1904'te siyasal bigiler yüksek okuluna gi

Unutmanın Dayanılmaz Hafifliği

Resim
  GÜNLÜKTEN  Hayatımda ne olduysa hep benim yüzümden oldu dedi ak saçlı adam. Yapmak istediklerimi, bile isteye hep ben yaptım. Birileri zorlasa bile. Çok istemişimdir hayatıma seyirci olmayı. Olamıyor insan kendi hayatına seyirci. Üzüldüğümde, kızdığımda, sevindiğim ve şaşırdığım anlarda yüzümün halden hale nasıl girdiğini. Yaşamak şahitlik etmek değil midir aslında. Başkalarının hayatlarına şahitlik edebiliyoruz da niye kendi hayatımıza etmeyelim. Belki istemiyor insan kendi hayatına şahitlik etmeyi. Zorluğundan değil, gördükleri hoşuna gitmeyeceğinden olsa gerek. Başkalarını izlemek, yargılamak kolay ve eğlenceli geliyor aslında. Sıra kendimize gelince duruyoruz hemen o anda. Yakıştıramıyoruz kendimize yaptıklarımızı ama kendi kendimize de söyleyemiyoruz. Hemen unutmaya çalışıp “insan nisyan ile malüldür” diye aforizmalara sığınıyoruz.  Unutmaya çalışmak insanı rahatlatsa da neyi unutacağının farkındalığı, unutmayı imkânsız kılıyor dimağında. Unutmaya çalışarak idrakimizi yönlen

Öykü, Yitik Küpeler

            Yitik Küpeler             Eski bir otobüsün içinde yeni bir hayata çıkan bir gönlün tedirginliğiyle, içimde bir burukluk, geride bıraktıklarıma özlem, gözlerimden süzülen bir damla gözyaşı ile otobüse doğru yöneliyorum. Dudaklarım titriyor, ağlamamak için kendimi tutuyor ve gözyaşımı sağ elimin işaret parmağıyla siliyor, aynı anda da ağladığımı gören var mı diye çevremi göz ucuyla kontrol ediyorum. Cam kenarındaki koltuğa geçip, kapalı olan perdeleri açıyorum. Defalarca gezdiğim sokakları, çay evleri, lokantaları, gölgelerinde arkadaşlarımla muhabbetler ettiğim ağaçları ve bazı tanıdık insanları da seyrede seyrede yolculuğa başlıyorum. Yolculuğun başlamasıyla  yalnızlığıma gömülüyorum. Otobüste kimse tarafından fark edilmek istemiyor yalnız kalıp ayrılık hüznünü yaşamak istiyorum. Dudaklarımda dua, gözümde gözyaşı, dilimde sükûnet giysisi, kalabalıktayım ama yalnızım. Dışarıyı seyretmeyi istemeyerek te bıraktım, başımı koltuğa yasladım. Bu koltukta hangi  canlar geçti d