Öykü, Çalmayın Kapımı
Çalmayın Kapımı
Çalmayın kapımı artık! Azıcık ta olsa beni
bana bırakın!
Her
ne hikmetse gülümseseler küfrettiler gibi anlıyorum. Var bugün bende bir
şeylerde, ne olduğunu bende bilmiyorum. Aslında bende bir şey olmadığı günü hiç
görmediniz. Boş değilim ben boşş. Teneke bağlasanız tıngırdatmam onu ben.
Aramayın beni! Çalmayın kapımı!
Bu
sinir benden sıkılıp, terk edinceye kadar, guguklu saat, saatin beş olduğunu
söyleyesiye kadar kimse bana dokunmasın. Kırarım kalbinizi hiç istemesem de.
Gelemezsiniz odama hem. Gelseniz de bensizliğimde boğulup gidersiniz. Her zaman
böyle olmaz sadece bugün yalnız bırakın. Yaparsanız hem haksızlık etmiş
olursunuz. Kalbiniz kırılır, üzülürsünüz. Sizi tekrar tekrar uyarıyorum. Yüksek
gerilim hattı gibiyim bugün ben. Sağımdan, solumdan herhangi bir cephe
hattımdan geçmeyin çarpılırsınız. Yanıma yaklaşırsanız, ne kadar savunmasız,
çocuksu olduğumu anlarsınız hemen.
Mazeret
bulmak için söylemiyorum. Sinirli gibi gözüküp, işten kaçmaya çalışan birisi,
hiç değilim. Hep zayıf gördüğünüz insanların üzerine gidiyorsunuz. Bile isteye
sinirlenmiş, deli gömleğini ters giymiş değilim ben. Şuna inanmalısınız ki bu
halim, düşüncelerimin ürünü değil. Aklımın hiç mi hiç dahli yoktur. Hiç mi yok
beni anlayacak aranızda.
Müdürüme
bu halimi söylemeyin. Sorarsa her günkü gibi geldi, işi başından aşkın deyin.
Söylemeyin başımın, yerinde olmadığını. Size de gelir, bir gün heyheyler.
Göstermeyeceğim size gözümün yaşlarını. İdare edin, bugün beni. Burada olsam da
ben yokmuşum gibi davranıverin. Bu günlerde geçecek. Göreceksiniz yarın ben
size her zaman ki gibi davranacağım. Dertlerinizi dinleyip, çözmeye
çabalayacağım. Dertlerinizi, derdim yapacağım. Alacağım sırtınızdan o yükleri.
Kaldıramasam da yükleneceğim yüklerinizi. Göreceksiniz bak! kızgın, küskün,
şaşkın olsam da yapacağım bunları.
Biliyorum
bu günler de bu hallerim sık sık oluyor. Çok idare ettiniz beni. Dinlemedim,
dinler gibi yaptınız. İş saatinde iş yerine bambaşka şeyler yaptım.
Söylemediniz siz beni. Yemin ediyorum. Bu borçlarımı faiziyle ödeyeceğim. Hem
ben, borçlu kalmayı hiç sevmem. Kimsenin hakkını da almam. Bugün de göz yumun.
Hep yumdunuz bundan da bir şey çıkmaz.
Üzgün
olmanın bulaşıcı bir şey olduğunu biliyorum. Üzülmeyeceğim artık. Zaten
üzülebileceğim en büyük şeyler geldi başıma. Daha büyüğü gelmez. Gelse de
şerbetliyim ben. Hayır hayır bana sizi düşünmeyen, sadece gururunu okşamak için
sağa sola emirler yağdıran biri gibi davranmayın. Ben kibir abidesi değilim.
Dalgınlıklarım, taşkınlıklarım çok oldu, biliyorum bunların hepsini. Hep
farkındayım bunların. Muhabbetin en derin yerinde çıkıp gitmeyeceğim aranızdan.
Soruşturma, araştırma yapmayacağım. Size 657, ahlak falan, bir şey
demeyeceğim. Artık yolculukta geçen zamanlar çabucak bitecek.
Erkenden emrinize amade olacağım. Gecelerim uykusuz değil tatlı, tatlı
rüyalarla geçecek. Yanlış bir şey yapsanız görmem. Kötü bir şey söyleseniz
duymam. Bir gün izin isteseniz on gün veririm bak. Hem ben randevu aldım
Hacettepe’den sinirlerimi aldıracağım. Sinirsiz kalacağım. Bunu size
söylemesem daha iyi olur ama sinirlerimi aldırmasam keçileri kaçıracağım.
Ama
sizden bir ricam var. Siz de bana bir iş yaparken “siz ne derseniz onu
yapacağız, bu konuda ne emredersiniz?” gibi sorular sorarak gelmeyin. Ne
yapacaksanız yapın sonra da bana söylemeyin hatta gidip müdüre bunların hepsini
ben yaptım deyin. Olsun bundan bir şey çıkmaz. Yüksek yerlerde tanıdıklarım var
benim, onlara söylemeden size söylüyorum. Siz halledersiniz demeyin bana. Artık
“yüksek” deyin çıkın gidin. Ne istiyorsanız onu yapın. İsterseniz gelin benim
koltuğumda oturun. Ben çay ocağında da çalışırım. Yeter ki şikâyet etmekle
tehdit etmeyin beni. Şimdi maske taksanız da yine gizleyemiyorsunuz o gerçek
niyetlerinizi. Anlıyorum hemencecik. Dürüst olduğunuzu söylemeyin bana. Ne
gerek var hem hırsız mı dedim ben size. Üzülmeyin, dert etmeyin ben de
gideceğim artık. Kalacak burası size. Desem de inanmayın! Yakanı düzelt!
Yakanı. Size şaka yaptım. Sizinle dalga geçtim ben.
Diyeceğim bir gün,
Hoşça kalın!
Diyeceğim size,
Hakkınız helal edin.
Cevabınızı da beklemeden
Gideceğim buralardan.
Çalmayın kapımı.
Gideceğim sizi hiç düşünmeden…..
"Yöneticiler, işleri doğru yapar. Liderler, doğru işleri yapar." Emin olunuz, etrafınızdaki insanlar sizin "doğru işler" yaptığınızı çok iyi biliyor. Siz, bulunduğunuz ortamlar için bir şanssınız. Bizler de o şanslı insanlardanız. Sağlık, sıhhat, afiyet dolu bir ömür dilerim. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilGerçek hayattan birazcık alıntı yapılmıştır.
YanıtlaSilÖykünün kurmaca tarafını unutmayalım.
Bu sözlerin için teşekkürler
Merhaba Müdürüm günaydın. Güzel bir yazı olduğunu düşünüyorum. Şunu da ifade edemeden geçemeyeceğim. Her eser yazarı veya çizerinden izler taşır. Bu yazınızda da sizlerden izler, duygu boşalmaları, bu zorlu pandemi sürecindeki karantina günlerinin izlerini taşıyan zaman zaman inişli çıkışkı hallerinizi yansıtmış. Duyguları yazıya dökmenin zor olduğunu biliyorum. Siz bunu çok güzel başarmışsınız. Yarınlarda bir Mustafa Bayhan denemeleri veya öyküleri görmeyi arzu ederim. Selametle. Sizinle çalışmak güzel
YanıtlaSilHocam düşüncelerin için teşekkürler. Ama bunlar öykü. Gerçek hayattan ziyade kurmaca. Yaşanılanlar da kurmacanın bir parçası olabilir
Sil